14 Mayıs 2013 Salı

Hadis-i Şerif


Hendek muharebesinde şartlar çok şiddetliydi. Hendek kazılırken İnsanlığın İftihar Tablosu Efendimiz ashabıyla beraber çalışıyor; hatta onların kuvve-i mâneviyelerini takviye için



اَللّٰهُمَّ لاَ عَيْشَ إِلاَّ عَيْشُ اْلآخِرَةِ    فَاغْفِرْ لِلْأَنْصَارِ وَالْمُهَاجِرَةِ
Allahım, ahiret hayatından başka hayat yok. Sen ensar ve muhacirîne mağfiret eyle.” duasını tekrar tekrar seslendiriyor ve sahabe O’nun bu sözleriyle coşuyor:
اَللّٰهُمَّ لَوْلاَ أَنْتَ مَا اهْتَدَيْنَا    وَلاَ تَصَدَّقْـنَا وَلاَ صَلَّيْنَا
فَأَنْزِلَنْ سَكِينَةً عَلَيْنَا    وَثَبِّتِ اْلأَقْدَامَ إِنْ لاَقَيْنَا
Allahım, Sen nasip etmeseydin biz hidayete eremezdik, namaz kılamaz, zekât veremezdik. Sen üzerimize sekîneni indir ve düşmanla karşılaşırsak bizim ayaklarımızı kaydırma.” diyerek mukabele ediyorlardı. Onlar, günlerce muhasaranın demir pençesinde kıvrandıkları hâlde dimdik ayakta kalmasını bilmiş ve nihayet farklı şekilde tecelli eden sekine ve ilahi inayet ile düşmanı püskürtmüşlerdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder